9 Ocak 2013 Çarşamba

Belgesidir (Tuhaf İnsanlar)



Uzaktayken hasretle birbirine mektuplar yazıp fotoğraflar gönderen karı-koca, şimdi kayınvalidenin gözetiminde, kavuşmayı kutluyorlar. Önlerine ayrılıklarının tarih şeridini dizmişler adeta: Şekerliğe dayalı duran miğferli bir askerken polaroidle çekilmiş adamın fotoğrafı, az ilerisinde tüylü masa süsüne yaslı, yine askerde arkadaşlarıyla pozu(belki de cephede? Baron von Plastik bu konuları daha iyi bilecek, formayı da değerlendirecektir eminim), hemen yanında kim bilir sırtını masanın üstünde duran neye yaslamış, güzel yüzünü de, boynunu posunu da unutmasın diye karısının stüdyoda çektirip yolladığı fotoğrafı ve hemen altında özenle yerleştirilmiş iki küçük vesikalık.

Adam fotoğrafın sağında, güneş altındaki talimlerden esmerleşmiş yüzünde hayli içten, memnun bir gülümseme; adeta kapıdan girdiği gibi kadın şefkatiyle etrafı sarıldığı için yüzüne kan gelmiş. Yalnız şu telaşta bile ihmal etmemiş, elinde desenli, porselenden bir kutu tutuyor. Belli ki annesinden hatıra olsun diye alıp götürmüş veya başka bir manevi değerihayatı pahasına ayakta tutmayı simgelesin diye onunla beraber bunca yolculuk etmiş. Şimdi bu karede, özenle ve biraz da anlamsızca salonun orta yerine çekilen masanın üstünde, hatıralar geçidinin son parçası o kutu. “Seni de unutmadım anacığım” kutusu.
Kayınvalidenin öbür yanında oturan ve aradaki hasretin hala tam olarak sona ermediğinin farkındaki gelin, belli belirsiz surat asıyor. Yine de bir gece önceden sarılmış saçları, makyajlı yüzü, boynuna önemli günlerde taktığı üç sıra hakiki inci kolyesi kocasının dönüşüne duyduğu hevesi gösteriyor. Fotoğrafçıya doğru doğrulttuğu kör bakışlarında “Herkes gitse de kavuşsak” sabırsızlığı.

İşte bu fotoğraf tüm bunların belgesidir. 

Elmira 

Hiç tanımadığı  insanların bilmediği  halleri konusunda  şeyler yazmaya çok hevesli olmasak bu işlere kalkışmazdık elbette ama,  şu fotoğraf cesaretimi bütünüyle kıranlardan. 
Öyle bir durum ki şu masanın etrafında olanlar,  bir iki  üfürük bilgi kırıntısından başka söyleyecek  şeyim yok. Daha önce böyle bir şey görmedim maalesef. Bilinmedik bir sosyal davranış, bir moda  gibi. Şimdilerin pek revaçta sehpa ortasındaki nesne etrafına hafifçe dolanarak biçim verilmiş  örtü türü bir  "şekil"  var sanki orada.
İnce tüylerden  süsün önündeki bir dizi fotoğrafın genç  üsteğmen ve genç kadına ait olduğu anlaşılıyor. Stüdyoda çektirilmiş fotoğrafta da aynı inci dizilerini takmış.   Arazide çekilmiş, tüylerin tam önündeki büyükçe fotoğrafta ise  manevra kayışlı, kepli ve güneş gözlüklü  bir grup genç asker var. Soldaki daha eski döneme aitmiş gibi görünen bir üniforma giymişken, sağda ayakta duranın üzerinde 1947'den sonra orduda kullanılan "Ike Jacket"e benzer  veya tulum gibi bir şey var.  Aynı üniformayı  "esas" fotoğraftaki subayın üzerinde de görüyoruz. Sokakta  giyilen bir üniforma değil de;  arazide , garnizon içinde giyilen bir şeye benziyor. 

Ama tüm bunlar bana;  masa üzerine fotoğraflar, tüyler ve teneke bir kutu konularak çektirilmiş şu fotoğrafa nelerin gizlenmiş olduğun, gizlenenlerin  kime ne söylediğini açıklayamıyor. 

BvP 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder