Kestim Aldım
Gözden
düşen, ilişkilerin eskisi kadar tat
vermez olduğu, hatta akla geldikçe tuz ruhu içmişçesine mideyi yakan insanları
toplu resimlerden çıkarmak pek yabancısı olunan bir şey değil. Fotoğraflar üzerinde
oynamak Stalin dönemi propagandacılarının da pek sevdiği bir uğraşlardan biri.
Örneğin, otuzlarda Sovyet gizli servisinin başında olup, devrime zarar
veriyorlar/verir olabilirler/ ya verirlerse/belki de vermişlerdir nerden biliyoruz
he? Demek suretiyle kim bilir kaç bin insanı akıllara ziyan yöntemlerle
temizleyip, "baskın karakter özellikleri insancıllıklarıydı" diyemeceğimiz yoldaş Stalin ve yoldaş Molotov’un bile yüreğini bunaltan Nikolai
Yezhov temizlenip yerine Laurenti Beria geçtiğinde,fotoğraflardan da siliniyor. Sırası gelince Beira'da temizleniyor, merak
etmeyin. Haaa, yeri gelmişken; Yezhov’da kendisinden önceki şef Yagoda’yı
temizliyor! Sürekli bir temizlik hali işte.
Bizim
fotoğraftan temizlenenin bu denli büyük günahları olduğunu sanmıyorum. Yine de,
solundaki hanımefendi’nin midesini tuz ruhu içmişçesine yaktığı kesin. Yüz
ifadesinden kolayca anlaşılıyor zaten. Temizliği gerçekleştirenin de o olduğuna
inancım tam. Ne denli bunalmış ki, zarif ve dikkat çekmeyecek bir yöntem
üzerine kafa yormadan, ince bir makas (şu tırnak kesmek için kullanılan ucu sivri, hafifçe yukarı kalkık olanlardan) ile halletmiş işi. Fotoğrafın
çok önemli bir anı belgelediğini düşünüyorum. Tümüyle yok etmek yerine,
sadece can sıkıcı öge ayıklanmış. Acaba o anda, o fotoğrafta yer alan diğer
kişiler de zihinlerinden bu şekilde kesip çıkarabildiler mi şu kareden zorla
çıkarılanı?
BvP
Yüzsüz
adam!
Fotoğraftan çıkartılması
tesadüf değil; büyük ihtimalle kelimenin her iki anlamıyla da yüzsüz bu adam! Daracık
bir alandaki manevra ustalığa bakacak olursak, manikür sırasında kullanılan ucu
incecik et makası marifetiyle fotoğrafı kesen elbette ki bir kadın. Doğal
olarak, bu işi yapanın kol kola oturduğu hanım olduğunu düşünüyorum (ki kadının
kolları üstten kavrayan olduğuna göre demek bu ilişkide daha özveride bulunan,
peşinden koşturan zaten hep kadın tarafı oldu). Canı nasıl yandıysa, kavga-dövüşle
ilişkileri bittikten hemen sonra, yüzsüz adam henüz yatak odasından pılısı
pırtısıyla henüz temelli ayrılmadan belki, küçük bir pikaptan yükselen nağmeler
ve Türk kahveleri eşliğinde bir çay bahçesinde, sol tarafta kaldığını tahmin
ettiğim deniz manzarasına karşı keyif ettikleri günün fotoğrafından adamın
yüzünü alelacele ayıkladı.
Maalesef, gerçek hayatta olduğu
gibi, yüzü çıkartılıp siyah beyaz fotoğrafta güneşli bir günün aydınlığına
karıştırılsa, unutulmaya bırakılsa da, hantal vücutlarıyla fotoğrafların bir yerinde
yayılıp, filtreye dayanmış sigaranın son
nefeslerini öngörülemeyen sinsi planların tebessümüyle içine çekiyor bu yüzsüz adamlar.
Elmira
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder