9 Ekim 2012 Salı

Koca Biladerime Sonsuz Sevgilerimle


Yazlık giysili şık polisin parkın girişindeki kuruyemişçinin sepet veya arabasından külaha ucuz kabuklu yemiş koydurmuş  arkadaşları ile muhtemelen Ege kasabalarından birinin parkında çektirdiği fotoğraf. Yerde kabuk görünmüyor. Çekirdeği ağza götüren elin avuç kısmına toplanmış olabilir. Gittikçe ıslanan ve büyüyen kabuk yığını bir süre sonra iyice genişleyip, el külahtan  alma-ağza götürme işini yapamayacak hale gelince, biriktirilenler ya bir çöp tenekesine ya da yere atılır. Ama bu aşamaya daha çok var.
Evet, Ege olması çok muhtemel; fotoğrafın arkasındaki  “biladerime” yazısı okunabiliyor. “Bilader”; “çiğdem”, “asfalya”, “tantan”, “bööğrek” gibi Ege’ye özgü bir sözcük. Ve O  kasabaların çoğunda zeminlerine mıcır serili,  sık büyük ağaçlı ve   serin  bu parkların hemen hepsinde Kurtuluş Savaşı sırasında o yerleşim alanını, bölgeyi savunurken  hayatını kaybedenler için  dikilmiş bir anıt olur (bunlardan en güzeli ve tipik olanı, bence 1926'da  Aydın'a dikilen). Uluorta girişi engellemek için  köşelerindeki alçak obelisklere, top mermisini andıran nesnelere  tutturulmuş,  ortalara doğru  yere değdi değecek  zincirlerle  çevrili ve  yine obelisk, top mermisi veya üst noktaya doğru bir parça daralan silindirden oluşan, beyaza boyalı genişçe dört beş basamak yükselen  bu mütevazi anıtların üzerindeki isimlerden fazla bir şey öğrenilemez. Tıbbiyeyi bitiremeden Askere alınmış  mülazım-ı evvel  Canip Efendi ve komutasındaki müfrezenin  neler yaparak ve ne için  ölmüş oldukları da zaten yakındaki masalarda sessizce çay içen kasabalıların  artık  umurunda değildir.  Eylül ortalarına doğru bir gün Belediye Bandosu eşliğinde biraz hareket ve gürültü olur o kadar. Oysa bu baştan savma törenler  ve hüzünlü anıtlar Ege’de İzmir ve çevresinden yukarılara doğru, kıyı boyunca 1922 yazsonunda  olup bitenler hakkında hep  bir şeyler söyler.
Nedense  son yıllarda tarzını,  geleneklerini, yemek tariflerini siyaset tarzını, otunu bokunu  pek beğendiğimiz Osmanlı’nın aklına yitik, umutsuz savaşlarda kaybolup giden yüz binlerce insanın doğup yetiştikleri yerde bile unutulup gitmemesi için, mütevazi de olsa bu tür anıtlar dikmek gelmemiş…

BvP.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder